CEYDA DÜVENCİ: "BU AJANDA YIL BOYUNCA MUTLULUĞU HATIRLATACAK!"

Ünlü oyuncu Ceyda Düvenci, Oriflame’in TEGV’le birlikte yürüttüğü sosyal sorumluluk çalışmalarına “Mutluluk Ajandası” ile yepyeni bir soluk getirdi! Yeni yıl öncesi Düvenci ile bir araya gelen editörümüz, ajanda ve sosyal sorumlulukla ilgili merak edilenleri sordu.

Oriflame’in TEGV yararına satışa sunduğu, çok farklı bir ajanda tasarladınız. Size bu projeyi kabul ettiren sebep neydi?

Her şeyden önce Oriflame benim için çok önemli bir marka. Çünkü kadınların hem kendilerini güzel ve iyi hissetmesini, hem de bir birey olarak ayakta durmasını sağlıyor. Aslında onların hayat yolculuğundaki eğitimlerine bir nevi destek oluyor. TEGV de, benim yine senelerdir çalıştığım ve “çocuk ve eğitim” dendiğinde aklıma ilk gelen vakıflardan biri ve çok başarılı işlere imza atıyor. Bu noktada Oriflame, temsilcileri için TEGV yararına hazırladığı bu ajandada benden destek istediğinde koşulsuz bir mutlulukla kabul ettim. Bu ajandayı kullanacak olan kadınların hayatına dokunacak olmam da çok heyecan verici!

Bu ajandayı diğerlerinden farklı kılan özellikler neler?

Bu gerçek bir motivasyon ajandası ve kullananların bir sene sonraki gelişimi, değişimi ve dönüşümü çok farklı olacak. Çünkü içindeki yazılar, öneriler, ilham veren sözlerle kullanıcısına mutlu olmayı, kendisiyle barışık olmayı, hayatını renklendirmeyi, kendini önemsemeyi yıl boyunca hatırlatacak. Ayrıca kullanıcılar aldıkları kişisel notlar ve sosyal medya paylaşımlarıyla da Oriflame’den gelecek küçük sürprizlere hazır olsunlar.

Ajandayı tasarlarken nelerden ilham aldınız?

Aslında iki senedir kendi adıma yaptığım, kızımın adından yola çıkarak tasarlamaya başladığım Meli Melek ajandası ilham kaynağım oldu. Çünkü benim Meli Melek ajandam da tam bir motivasyon ve mutluluk kaynağı. Kullanıcıların bir senenin sonunda kenara saklamak istedikleri ya da evlatları için sakladıkları bir günlük gibi aynı zamanda. Dolayısıyla bu kıymetli iki ortağımla yaptığım yeni ajanda yolculuğunda “neden olmasın” dedim ve Meli Melek ajandadan yola çıkarak oradan birkaç dokunuş ekledim.

Siz nasıl bir eğitim aldınız? Mesleğinizi nasıl seçtiniz?

Ben Marmara Üniversitesi İktisat Bölümü mezunuyum. Kadıköy Anadolu Lisesi’nden mezun olduktan sonra İktisat Bölümü’nü kazandım. Oyunculuk, üniversite okurken hayatıma girdi ve gerçek bir tutkuya dönüştü. Daha önce planlanmış bir şey değildi aslında. İktisat bölümünü bitirdikten sonra Kadir Has Üniversitesi Oyunculuk Yüksek Lisansını bitirdim. Şimdi de mutluluk, doğru beslenme, Budizm gibi kendimi ilgilendiren konularda internet üzerinden online kurslar alıyorum, 3 aylık kurslarla eğitimime kısmen devam ediyorum. Çünkü benim için eğitim bitmeyen bir yolculuk. Ne kadar okursan, öğrenirsen bu yolculuk o kadar keyifli oluyor ve sen ne kadar donanımlı olursan, o kadar özgür bir kadın oluyorsun.

Çocuklarının eğitimi için ailelere bir öneride bulunsanız, bu ne olurdu?

Çocuklarını özgür bir birey olarak büyütmelerini tavsiye ederim öncelikle. Onların kendi bireysel fikirleri, idealleri ve amaçları olduğunu asla unutmamalarını, kendi yarım kalmış hayallerini ya da kendi mesleklerini onlara aktarmamaları gerektiğini şiddetle hatırlatmak isterim. Bu noktada da çocuklarının gerçek hayal ve isteklerine kulak vermelerini, bu yolculukta onların en doğru eğitimi almaları için sonsuz destek olmaları gerekiyor. Bunları yapabilen anne babalar olmaları için onların da çocuklarının önünde kitap okuyan, kendini geliştiren anne babalar olmalarının kıymeti de çok büyük.

Sizce toplumun eğitimle ilgili üstlenmesi gereken görevler neler?

Her şeyden önce galiba evimize giren kitap sayısının artması ve evimizde televizyonun açık olduğu saatlerin daha da kısalması lazım. Daha büyük aile sofralarında, eskisi gibi bol sohbetin yapıldığı akşam yemeklerinin yenmesi gerekiyor. Gerçek eğitimin çok büyük paralarla yapılan eğitim değil, doğru öğretmenlerle, doğru kitaplarla, çocukları doğru yerlerde gezdirmekle ve doğru şekilde büyütmekle alakalı olduğunu kavramak burada önemli.

Son olarak, eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Her şey bireyin çok okuması, çok araştırması ve kendini eğitmesiyle başlıyor. Çünkü kendini eğiten birey, doğru bireyler yetiştirebiliyor. Bu bağlamda da onun yetiştirdikleri bireyler de doğru seçimler yapıp hayatlarında istedikleri yerlere gelebilme şansına sahip oluyor. Yani etrafımızdaki kısıtlı olanaklara rağmen de kendi düzenimizi bu sistemin içinde oluşturabiliriz. Yeter ki okuyalım.





Yazı: Fotoğraf: ERGİN TURUNÇ